Münâcât*
Yazının diğer dillerdeki çevirileri
Lutf ile cûd eyle yâ Rab, bana kim, hayrım kalîl.
Müflisim gerçek, kapına geldim işte ya Celîl!
Pek büyük olsa da zenbim, afvedip ört suçlarım;
Bir garîp, avare, müznib kulunum, gayet zelîl.
Benden isyan ve unutmak, peş peşe nice hata;
Senden ise fazl u ikram bunca ihsân-ı cezîl.
Der içim; Yâ Rab! Günahım sayısızdır, kum gibi;
Bunları sen afvedip geç, eyleyip safh-ı cemîl.
Nola halim, yâ İlâhî! Etmedim salih amel,
Bed işim pek çoktur amma, taat azığım kalîl.
Her çeşit emrazı def et; hâcetim eyle reva,
Şâfi Sensin, hasta kalbim; derman ister bu alîl.
Yakmasın nâr-ı cehennem ben kulunu, nitekim:
Yanmadı “Yâ nâru kûnî berden” emriyle Halîl.
Şâfi Sensin, kâfi Sensin, her mühim işte bana,
Rabbim oldun, hasbim ol hem, seni edindim vekîl.
Kenz-i fazlı ver bana kim, bahşı çok Vehhâbsın;
Gönlümün ver her murâdın, yolda ol bana delîl.
Bir ulu mülkü bağışla, korkudan kurtar bizi;
Rabbimiz! Mahşerde kadı Sen, nidâcın Cebrail
Nerde Mûsâ, nerde İsâ, nerde Yahyâ, nerde Nuh?
Suçlusun Sıddîyk mâdem, tevbe et, Mevlâm Celîl.
Türkçesi: Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan (Rh.a)
*Başmakaleler 4: İdeal Yol, İstanbul: Server İletişim, 2016, s. 149.